Her sanat dalında, dünyayı algılamamız için duyularımızı kullanmamızı sağlayan benzersiz yollar vardır. Resim, insanların dünyayı derin ve benzersiz bir şekilde algılamasına yardımcı olur.
Biz insanların sınırlı duyuları var ve bunları da genellikle kendimizi sınırlandırmak için kullanıyoruz.
Örneğin geçen gün yaşadığımız yürüyüş ya da geçen akşam 15 dakika izlediğimiz güneşin batışı manzarası gibi nadiren detaylandırabildiğimiz durumlar gibi…
Resim tekniği, dünyayı görsel duyular aracılığıyla algılamamızı sağlar, ancak fotoğrafçılığa benzemez.
Mesela bir ressamı ele alacak olursak, kompozisyonunu yaratan bir ressamın, gerçekliğin görsel temsilini yeterince derinden algılaması gerekir. Böylece yapmak istediği herhangi bir resim çalışması üzerinde tanınabilir bir yaklaşım yaratabilir. Yani bir bulut çizmek, asla tam olarak bir bulut değildir.
Bu, ressamın kompozisyonunu boyamak için aldığı yaklaşık tercihler nedeniyle böyledir.
Daha sonra bu ressamın tablosunu izleyen ve analiz etmek isteyen kişi ve kişilerde ressamın eserini oluştururken seçtiği bu yaklaşımları çözerek başlamalıdır.
Tüm bunların sonucunda bir sanat eseri yaratılırken, ressam gözlemcinin dünyayı ve gerçekliği daha keskin algılamasına yardımcı olan bir resim yaratmış oldu.
Gözlemci kompozisyonu her algıladığında beyni bu resmin sahnesini yeniden 0luşturur.Bunu yaparken de yaşam deneyimlerini kullanması gerekir. Bu deneyim ve duyguların bazılarını kişisel ve benzersiz görürken, bazılarını da ressamla ortak olarak görür. Bu bir ödüllendirme ve tatmin halidir.
Hissiyatımız şudur:
-Birisi, bir şeyle bize cok samimi duygularımızı hissettirdi.
– Birisi bizimle hem kendi içsel ve samimi duygularını paylaştı hem de bizim duygularımıza tercüman oldu.
İşte bu ressam ve gözlemci arasında gelişen çok güçlü ve ödüllendirirci bir duygu.
Beylikdüzü Güzel Sanatlara Hazırlık ve Her yaşa Resim Kursu